Duygu Liderliği (1) Zekâ sadece IQ’dan mı ibarettir?

Binlerce yıl boyunca dünya ve insanlık değişim geçirmeye devam ediyor. Maalesef birçok canlı türünün nesli tükendi, yeryüzündeki deniz ve kara şekilleri ile iklim bile değişti. Bütün bu olanlardan en fazla sorumlu olan insanların ise sayıları hızla çoğaldı. Değişim elbette kaçınılmazdı; insanların alışkanlıkları, beğenileri, beklentileri, yaşam süreleri gibi neredeyse sahip oldukları, onlara ait olan her şey değişimden nasibini aldı. Hatta çevresini tanıdıkça kâinat ve yaratılış, ideal yönetim tarzı ile bilimsel konulardaki fikirleri bile değişti! Ancak az da olsa bazı şeyler değişmedi. İnsan türüne has olan duygular kalıcı oldu; manipülasyona açık olsa da, tarih boyunca insanın ve toplumların kaderleri üzerinde büyük rol oynadı “duygular”. Sosyal ya da savunma amacıyla ve hatta ticari amaçla bir araya gelen insanların organize olma, aynı amaca yönelik çalışma konusunda liderlik & yönetim tarzları belirlemeleri gerekti. Tarihin kaydettiği birkaç önemli lider hariç, yönetici konumunda olan, birden fazla bireyden sorumlu olan liderler, hem “kendilerinin” hem de sorumlu oldukları “diğer insanların duygularına” yeterince odaklanmayıp, önemsemediler. Oysa duygusal liderlik modeline uygun hareket eden yöneticiler, duyguların bireysel ve grup davranışını, karar vermeyi ve genel ekip dinamiklerini etkilemede önemli bir rol oynadığının bilincinde olan, duygusal zekâsı üstün kişilerdir! Duygusal zekâ demişken, böyle bir zekâ türünün var olduğunu veya daha geniş bir ifade ile zekâ denilen şeyin tek çeşit veya tek yönlü olmadığını çok yakın bir zamanda ancak anlayabildi insanlık. 1983 yılında ilk kez Howard Gardner tarafından ortaya atılan “çoklu zekâ teorisi” ile insanlık zekânın aynı & tek yönlü, belirli kriterlere göre ölçülebilir bir şey olmayabileceğini kavramaya başladı!

Yazının devamı için tıklayınız.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir